Olanı oku

Şu anda yazılanları okuyabildiğimize, anlayabildiğimize, anladığımızı hayat içerisinde kullanmaya, bilgi birikimine, doğduğumuz güne, olan sağlığımıza, varlığımıza şükrederek, teşekkür ederek yaşamayı öğreniyoruz sanırım.

Bazen şükredemediğimiz herhangi bir olumsuz olayı yada tarafı gözümüzde büyüttüğümüzde, malesefki evrenin mekanizmaları o alanı büyütebiliyor. Bu olumsuzu görmezden gelmek yada polyannacılık oynamak değil.

Şöyle denebiliyor; biz bazı şeyleri görmezden gelirsek, iyi tarafından bakarsak gerçekleri görmeyi reddediyoruz demektir. Tamda bunun tersi, olanı, durumu tespit edebilmemiz çok önemli.

Durum ne, olan ne, olay ne ve bu bize ne mesaj veriyor, hangi yanımızı görmemiz gerekiyor. Bu şekilde bakabilmek aslında asıl gerçeği görmemizi sağlar. Bunu görmeyip olaya yada kişilere takılmak, mesajı alamamak, olayın daha büyüğünü, benzerlerini sipariş etmemize neden olur. Yaşam hangi duygularımızın güçlenmesi, dengeye gelmesi, dengede olan, duygularımızı farketmemizi sağlar.

Şu bilgi her zaman önemli bir anahtardir. ” hiç bir şey mutlak pozitif, mutlak negatif değildir.”

Her durumun içerisinde negatif, yani siyah nokta ve pozitif beyaz nokta vardır. Ying yang gece ile gündüz gibi.

Beyazın en çok olduğu durumlar dahi içinde bir siyah noktayı, ki o ne kadar küçükse o kadar etkisi artar, ne kadar karanlık ve siyah görülsede o karanlık ve siyah içinde bir beyaz noktayı barındırır.

Yani olaki başınıza hoşunuza gitmeyen bir durum bir olay geldi ise siz ona karanlık dediniz , o karanlık olayın size faydası ne. Bu ne için sizin başınıza geliyor ve başınıza geliyorsa mutlaka onun altında sizin imzanız, bir dileğiniz, bir duanız, bir sözünüz, bir inanç kalıbınız vardır.

Kişi kendine daima iyi faydalı olanı sipariş edeceğine göre, burdaki göremediğimize, bilemediğimiz şuurumuz, bütünsel şuurun onayına saygı duyarak, yaradan ile kişi arasında iş birliği ile istek, dillendirilmiş, bir duaya, bir talebe dönüşmüş ve o taleple buluşulmuştur diye bakmak gerekir.

Bazen başımıza gelen bir olayı zikir gibi kelimelerle, o frekansla hayatımıza davet ederiz. Öyleyse ol anda ne oluyorsa mutlaka kişinin imzasıyla, siparişiyle meydana gelmiştir ve gelecektir.

Böyle baktığımızda olan o an, canınızı yakabilir. Belki bir taraftan, bir incinme ve hayata küsmelerede yol açabilir. O günkü, ozamanki realitenizin, bakışınızın derinliğiyle alakalıdır. Kişi ne kadar sığ ise olaylara o kadar tepki gösterir, şikayet eder ve bu şikayeti artırır. Bunun tam tersini yapabilir ise ” o ” olan neyse” o ” olana olan ihtiyacı, görebiliyorsa ve o ihtiyacı sipariş edene yani kendine, sipariş ettiğinde, yerine getirenlere, teşekkür edebiliyor, dileğini istediğini yerine getirdikleri için, sunulmasına, aracılık edenlere ve bunu yaşayabilmesi için çevredeki aile arkadaş çeşitli dostlara, bazen düşman zannettiklerine dahi teşekkür edecek hale gelebilir ise anı okuyor demektir.

Burda teşekkür ederken tabikide onu karanlık negatife götüren kişiye açıķca teşekkürden bahsetmiyorum. Kendi içind e olana teşekkür edilmeli. Diğer türlü bunu, ona yaşatanla aynı düşünce biçiminde olamıyabileceği için karşı tarafın aynı durumlarına maruz kalır.

Anı okuma arttıkça anlayışta aynı oranda artar.

Sevgiyle kalın.


Olanı oku’ için 3 yanıt

  1. merhabalar.son günlerde yaşadığım sıkıntıları hissetmiste bana özel bu metni paylaştınız sanırım.yureginize sağlık.sevgilerle

    Liked by 1 kişi

derya için bir cevap yazın Cevabı iptal et