İnsanın yaşadığı en büyük korkulardan dehşet duygusu uyandıran, yer yarılsada içine girsem diye büyük bir kaos, büyük bir kaygı çukuruna gömen bir korku. İnsanların arasında olma, insanlarla başbaşa kalma korkusu yani sosyal kaygı bozukluğu sosyal fobi.
Bazı yapılan araştırmalara göre neredeyse ölüm korkusuna denk şiddette sahip. İnsanların arasında kalma, insanlara birşeyler anlatma esnasında yaşanan o içerdeki büyük kaygı girdabı.
Bu durumu çeşitli şekillerde anlayabiliriz. Çok samimi arkadaşlar arasında rahat, evde rahat, tek tanınmayan kişi olunca, utanç durumuna düşme, yanlış birşey söylersem yada düzgün konuşamazsam ya mantıklı konuşamazsam yada bir hata yaparsam, gülünç duruma düşersem yada bir aptallık yaparsam ya aptalca bir şey söylersem ya rezil olursam gibi…..
Kaygıları o kadar şiddetli yaşarlar ki, insanlarla bir arada bulunmak onlar için işkenceye dönüşür. İnsanların bulunduğu toplumsal durumlardan kaçınır, çeşitli bahanelerle yanlızlığa mahkum eder kendini yada mecbur ise büyük bir kaygı ağırlığıyla, işkence gibi hissederek katlanmaya devam eder. Katlandığı için çok normal görünür. İnsanlar arasında rahat yemek yiyemiyorsa, bir toplantıda konuşma sırası gelecek diye eli ayağı titriyorsa, avuçları terliyor, yüzü kızarıyor ise konuşma kaygısı, eyvah konuşamıyacağım, nefesim tıkanacak diye kaygılar yaşıyor ise veya bir şeyi çok iyi yapıyor ancak üç dört kişi karşısında yapamıyor, çok çaba sarf ediyor ise, rahat konuşamama, rahat hareket edememe kendini ifade edememe gibi 6- 7 yada daha uzun bir süredir bu durumları yaşıyor ise ciddiye alınacak psikolojik desteği gerektirecek düzeyde sosyal fobi yaşanıyor demektir.
Bunlardan aşılabilinir.
Konuşmak doğuştan gelen yüce yaratıcı tarafından insanlara verilen bir yetenek ve ortalama 2 yaş civarında konuşma ile ilgili hazırlıklar beynimizde tamamlanmış oluyor.
Daha iyi konuşmak, daha rahat konuşmak öğrenebilinen bir beceridir. İnsanların arasında rahatlıkla, olduğu gibi nasıl olmak isteniyorsa o şekilde saatlerce kalmakta öğrenilebilinen bir beceridir.
Bunun bir adım ötesi; insanlara, kalabalığa, konferans salonunda bir topluluğa bir gruba normal bir konuşmanın ötesinde etkileyici iz bırakan konuşmalar yapmak, hitabet anlamında konuşma yapmakta, öğrenilebilinen bir beceridir.
Doğru adımlar atılarak bu sosyal fobiden kurtulmak mümkündür. Bilinçaltı düzeyde sebepler bulunup çözülebilinir.
Yaratılışın özellikleriden olan konuşma, küçük yaşlarda, yaşanan bazı olaylarla, travmalarla susturulmalarla, alınmış kodların yaratmış olduğu engeller, kaldırıldığında iyileşme mümkündür.
Çocuklar konuşmaz, sen sus bilmezssin, sakın Söyleme yada söylediği için yaşadığı durumlar ağız kapamalar, sır saklamalar, çocukça yaptığı bir konuşmada alay edilmesi, gülünmesi gibi bir çok yanlış davranışlar neticesinde öğrenilmiş kalıplar ve travmatik olaylar……
Kişi kendi çabalarıylada bu durumdan kurtulabilir. Düzenli yapılan nefes egzersizleriyle veya kendi sesini ses kaydı yapıp, kaydı dinleyerek, her gün 15 dakika buna zaman ayırarak, en az 40 gün boyunca yapmak şartıyla; hikaye, şiir, şarkı kaydını sanki birine okuyormuş gibi tüm vurguları yaparak çalışır veya hergün bir toplulukta veya istediği bir yerde çok iyi konuştuğunu, kendini ifade ettiğini imajinasyon yapar ise fayda görecektir.
Değişim süreklilik ve emek ister.
Sevgiyle kalın.
