Kişilerin zaman zaman, belkide her zaman yaşadığı bir durumdur, bir haldir !!!
Kişi kararsızlığa düştüğü anda, bilmelidir ki ; sonuç odaklı düşünmeye başlamıştır. Bu durum korku, stres, kaygı, eylemsizlik, endişe, mutsuzluk, yetersizlik duygularının oluşumuna da sebep olur. Süreci yaşamak bu anlamda çok önem kazanır.
Kontrollü, başarısızlığı kabul etmeyen ve kendine tahammül gösteremeyen kişilerde daha fazla görülür. Oysa ki süreci yaşamak bizim elimizde, sonuç ise bilinmezdir.
Niyet; tabiki her kararın olumlu sonuçlanması olsa bile, korku zihne olumsuz sinyaller vererek, olumsuz olacağına ve kişiyi mutsuz edeceğine inandırır. Ve böylelikle kararsızlık süreci başlar. Sonuç bilinmediği gibi, olumsuz duygular, olumsuz düşünceler ile olumsuz sonuçlar alınması muhtemeldir. Bu anlamda karar verip, sonuca odaklanmadan, tabikide olumlu sonuçlanacağı umuduyla süreci yaşayıp sonuca varmak, kişiyi karasızlıktan kurtarıp, olumsuz duygulardan uzak tutar.
Kararsızlık sürecinde korku ve olumsuz duygular çoğaldığı için, sonuç hep olumsuz düşünülür. Ya olmaz ise, ya oyle olmaz ise, yapamazsam, mutsuz olursam !!!……..
Bu olumsuzluklar kişiyi, süreci yaşamasına izin vermez. Çünkü zihin sonucun olumsuz olduğuna inanmıştır. İlk kararlar, ilk düşünceler önemlidir. Sonrasında gelen her düşünce, her fikir yapması gerekeni sabote eden kişiyi kararsızlığa sürükleyen fikirlerdir.
Bazı şeylere geç kalınır; işte sonuç odaklı düşünüldüğü sürece hep geç kalınacak ve keşkeler, vah vah lar da böylelikle çoğalacaktır.
En kötü karar, karasızlıktan iyidir !!! sözünü de hatırlayarak, süreci yaşayıp, sonuca varmak ümidiyle……
Yaşamadan ölmeyi beklemek gibi…….
Sevgiyle kalın.